Yetkililer, Microsoft’un ChatGPT geliştiricisi OpenAI’ye yaptığı milyarlarca dolarlık yatırımın Avrupa Birliği’nde birleşme soruşturmasıyla karşı karşıya kalabileceğini söyledi.
Microsoft, kuruluşun kâr amacı gütmeyen çoğunluk sahibi OpenAI Inc. tarafından kontrol edilen, “kar sınırlamalı” bir yan kuruluş olan OpenAI Global LLC’nin en büyük azınlık yatırımcısıdır. Bulut bilişim kredileri ve nakit olarak verilen yatırımı, resmi olarak şirket üzerinde herhangi bir kontrol sahibi olmamakla birlikte, sermayesinin maksimum 100 katı getiri elde etme olanağı sağlıyor.
Avrupa Komisyonu Salı günü yaptığı açıklamada, “Microsoft’un OpenAI’ye yaptığı yatırımın AB birleşme düzenlemesi kapsamında gözden geçirilip geçirilemeyeceğini kontrol ettiğini” söyledi.
OpenAI’nin sıra dışı kurumsal yapısı, geçen yıl CEO’su Sam Altman’ın görevden alınması ve kar amacı gütmeyen kuruluşun yönetim kuruluyla şiddetli bir mücadele sonucu yeniden atanmasıyla ilgi odağı haline geldi. Sonuç üzerinde herhangi bir yasal etkisi olmamasına rağmen Microsoft, kısmen Altman ve diğer OpenAI personeline kendi organizasyonunda bir iş teklif ederek anlaşmazlığa yoğun bir şekilde müdahale etti.
Çatışmadan bu yana OpenAI’nin Microsoft’un katılımına ilişkin açıklaması değişti. Kasım ayında bir grafik şirketin web sitesinde yapısını detaylandıran Microsoft’u “azınlık sahibi” olarak tanımladı. Bu grafik daha sonra sessizce “azınlığın ekonomik çıkarları” şeklinde güncellendi.
Bu güncellemeden önce İngiltere Rekabet ve Piyasalar Otoritesi Aralık ayında Microsoft ile OpenAI arasındaki kesin ilişki hakkında bilgi topladığını açıklamıştı.
AB’nin yapay zeka ve sanal dünyalara ilişkin araştırması aynı zamanda “büyük dijital pazar oyuncuları ile üretken yapay zeka geliştiricileri ve sağlayıcıları arasında imzalanan bazı anlaşmaların incelenmesini” ve bunların pazar dinamikleri üzerindeki etkilerini araştırmayı da içerecek.
Geçen ay Avrupa Parlamentosu milletvekili ve yapay zeka komitesinin lideri Dragoș Tudorache, Guardian’a, AB’nin Facebook da dahil olmak üzere yeni gelişen teknoloji şirketlerinin şartları dikte etmesine izin verildiği 2000’li yıllardaki hataları yapmamasının hayati önem taşıdığını söyledi. onların hizmetinden.
İçerikle ilgili düzenleme veya satın alma ve birleşmelerin etkili kontrolü olmadan, şirketleri ele geçirerek ve aynı zamanda içerik için ödeme yapmadan geleneksel medyayla rekabet ederek, rakiplerin iş modellerini baltalayarak piyasaya hakim olmayı başardılar.